Akıllı Tarım: Geleceğin Anahtarı, Türkiye'nin Fırsatı
Ülkemizin tarım alanında kendine yetebilmesi adına sürdürülebilir tarımın önemi her geçen gün daha da belirginleşmektedir. Şirketimiz, "Akıllı Tarım Teknolojilerine Dayalı Proje" ile bu alanda öncü olmayı hedeflemektedir. Amacımız, teknoloji ve bilgiye dayalı tarımsal üretimi artırarak sürdürülebilirliği sağlamak ve çağdaş teknolojik uygulamaları yaygınlaştırmaktır.
Tarım ve gıdanın stratejik öneminin arttığı günümüzde, tarımsal üretimin ve sürdürülebilirliğin temel şartı, çiftçinin kazanmasıdır. Çiftçi kazandıkça işine devam eder, yatırımlar yapar ve kendini geliştirir. Bunun için günümüzün en önemli gereksinimlerinden biri de teknolojinin ve modern tarım tekniklerinin etkin kullanımıdır. Türkiye, akıllı tarım ve teknolojiyle gerçekten fark yaratabilecek bir potansiyele sahiptir. Teknoloji ve bilgiye dayalı üretimle verimi ve çiftçi gelirlerini on kata kadar artırmak mümkündür. Şirketimiz için bu konu hayati önem taşımaktadır çünkü tarım sektöründe teknolojinin çok daha etkin kullanılması gerektiğinin bilincindeyiz.
Amacımız, profesyonel tarımsal işletme yönetimi ve modern teknolojilerin kullanımı konusunda verilecek pratik eğitimlerle çiftçilerimizin bu araçlardan en üst düzeyde faydalanmasını sağlamaktır. Şirket olarak, tarım teknolojilerinde dünyanın geldiği noktayı anlamak, gelişmeleri yakından takip etmek ve çiftçimize faydalı olabilecek teknolojileri gerek geliştirme yoluyla gerekse iş birlikleriyle onlara ulaştırmak için büyük gayret gösteriyoruz.
Artan Nüfus, Azalan Tarım Arazileri: Acil Çözüm İhtiyacı
Yapılan araştırmalar, dünya nüfusunun 2050 yılına kadar üçte bir oranında artarak 9 milyarı aşacağını, şehirleşme oranının ise %49'lardan %70'lere çıkacağını öngörmektedir. Şehirleşmenin yanı sıra, dünya genelinde giderek artan yaşlanma oranı da tarımsal üretim için gerekli iş gücüne önemli bir etki yapmaktadır. Ülkemizde de nüfusumuzun 2050 civarında 100 milyona ulaşacağı ve şehirleşme oranının dünyaya paralel olarak artacağı tahmin edilmektedir. Bu demografik değişimlerle birlikte, tarımsal arazilerimizin de alarm veren bir düşüş gösterdiği gözlenmektedir: 2002'de 26 milyon 579 bin hektar olan tarım alanlarımız, 2017'de 23 milyon 379 bin hektara gerilemiştir. Bu veriler, sınırlı kaynaklarla artan talebi karşılama zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
Verim Artışının Temel Taşları: Akıllı Tarım ve Veri Odaklı Yaklaşım
Tarımsal üretim süreçlerinde verim artışı dediğimizde aklımıza ilk olarak şu temel unsurlar gelmektedir:
- Tarımsal arz-talep dengesinin doğru kurgulanarak tarımsal arazilerin en verimli şekilde değerlendirilmesi.
- Akıllı Tarım Teknolojilerinin hayata geçirilmesi.
- Tarımsal üretimden tüketime kadar uzanan lojistik zincirinde veriye dayalı kararlar alarak kayıpların en aza indirilmesi.
Başarılı bir tarımsal üretim için kritik üç sacayağı bulunmaktadır:
- Motivasyonu Yüksek Çiftçi-Üretici: Üretim tesisini en verimli şekilde kullanma ve yönetme motivasyonuna sahip, bunun için gerekli teknolojik imkanlara ve bilgi birikimine açık çiftçi ve üreticiler.
- Güçlü Tarım Teknolojileri Ekosistemi: Tarımsal üreticiyi üreteceği yazılım, donanım gibi teknolojik imkanlarla destekleyecek kapsamlı bir ekosistem.
- Temel Girdi Alanlarının Entegrasyonu: Tarımsal üretimin olmazsa olmazı olan gübre, ilaç, tohum gibi temel alanların, Tarım Teknolojileri Ekosisteminin hizmet ve teknoloji ürettiği bir alan olarak entegrasyonu.
Akıllı tarım, çiftçimiz için yepyeni bir kültüre geçiş anlamına da gelmektedir. Toplumun birçok alışkanlığını değiştiren dijital teknolojinin tarım sektörüne girişi, kaçınılmaz bir dönüşümün katalizörüdür. İnternet, akıllı telefonlar ve son dönemde hızla gelişen robotik ve yapay zeka teknolojilerinin tüm dünyada sebep olduğu dönüşümü bu değişime örnek gösterebiliriz.